Bodrum Çamlık Köyü

Köy meydanında etrafı kesme taşlarla çevrili, dirseklerine kadar beyaz badanalı, asırlık pinar ağacı, kimine göre küstüm kimine göre de adı meşe palamudu. Yol kenarında da iki sabit bilboard; biri Avram yokuşunun hikayesini anlatıyor, diğeri de köy hakkında.

9dbdb519-3b80-4589-8906-43af6f855a28

Köyün, Bodrum-Milas eski karayolu üzerinde olduğu ve bu güzergahı kullananların burada mola verdiklerini, 2017 nüfusunun 400 kişi olduğunu, 165m denizden yüksekliğini,  Bodrum merkeze en yakın köy olmasına rağmen buranın Bodrum’un yaylası olduğunu, doğasının bozulmadığını, köylülerin zeytincilik, tarım ve hayvancılık biraz da arıcılık yaptıklarını, eskiden her evde iki halı dokuma tezgahı varken şimdi kalmadığını, köyde yaşayan belli başlı sülalelerin isimleri ve 1966 yılından bu yana muhtarlık yapanlar listelenmiş.

Yazının sonunda da ilgililere bir çağrısı var köyün; Köyümüzün mücavir alanında Leleg uygarlığından kaldığı tahmin edilen antik yerleşim yerleri ve tarihi kalıntıların varlığı bilinse de köyümüzün bu değerleri ilgili bilim insanlarının araştırmasına ve incelemesine muhtaçtır. Köy halkının beklentisi bu değerlerimizin tam anlamıyla ortaya çıkarılarak, turizme kazandırılması yönündedir.

İmza Çamlık Muhtarlığı 2018, çok akıllıca değil mi? Keşke sadece bu çağrı için ayrı bilboard hazırlasalarmış, Şöyle iri puntolu uzaktan da rahatlıkla okunabilen.

Diğer bilboard üzerinde yazılı Avram Yokuşu ile ilgili hikayeyi olduğu gibi yazıyorum. Önünde dakikalarca durup okumak için bazen zamanımız olmuyor, ya sizi bekleyenler sabırsızlanıyor ya da “sonra”ya bırakıp orada güzel bir hikaye olduğundan bir haber geçip gidebiliyorsunuz.

Hüseyin Yeter Şaka “Mazimdeki Bodrum ve Bodrumlular” kitabında, köyümüz içinde yer alan Avram Yokuşu’nun hikayesini ve Avram Efendi hakkındaki bilgileri şu şekilde anlatmaktadır: “…O ismin verilmesinin sebebi de, Bodrumlu köklü bir Musevi ailenin babaları olan Avram Efendi’nin İzmir’den her gelişinde o yokuşa geldiği zaman otobüsü durdurup aşağı inmesi, korktuğu için o yokuşu yaya olarak çıkmasıyla. İşte bu sebeple o rampa yol, onun ismiyle anılırdı.

Çok aydın bir kişi olan Avram Efendi’nin oğullarından biri olan Santos doktor olmuş, Rabi isimli diğer oğlu terzi İbrahim Özkeskin’in yanında kalfa olarak çalışırdı. 1952’de ben terzi İbrahim Özkeskin’in yanına çırak olarak girdiğim zaman, benim de kalfamdı. Sarı dalgalı saçları, mavi gözleriyle çok yakışıklı çok güzel bir delikanlıydı. Yalnız, yarı konuşma özürlüydü. Kulakları hafif duyar kelimeleri yarım yamalak dilsiz gibi telafuz ederdi. Kendini anlayana kadar epey bir zaman geçmişti. Çok iyi çok efendi bir delikanlıydı.

1948 yılında İsrail devleti kurulduktan sonra, İsrail devletini tanıyan ilk devlet galiba biz olmuş ve isteyen Musevi ailelere İsrail’e göç izni verilmişti. Avram Efendi’nin ailesi de göç kararı alan ailelerdendi. Zira o yıllar, artık Bodrum’da yaşamakta olan başka bir Musevi aile yoktu. Kendisi her ne kadar Bodrumlularca seviliyorsa da evlatlarının ve ailesinin geleceğini İsrail’de görüyordu. Ama ne yazık ki bu göç Avram Efendi’ye nasip olmadı.

Ailesinden doktor olan oğlu Santos, İsrail’e ilk giden kişi oldu. Orada, diğer aile fertlerinin formalitelerini hazırladığı günlerde Avram Efendi, bir iş için İzmir’e gitmiş geri geliyormuş. O yıllar İzmir’e, eski kara yolu olan Milas-Yatağan-Çine-Aydın güzergahında gidiliyordu. Henüz yeni yol olan Milas-Söke-Ortaklar-Selçuk güzergah hattı yapılmamıştı. Geri gelirken mecburen Milas’a Boğa yokuşundan inilerek gelinirdi. O yokuşta bilindiği gibi çok dik ve uzun bir rampadır.

O gün, Bodrum seferini yapmakta olan otobüs tam Boğa Yokuşu’ndan aşağı inerken freni patlar. Otobüste Avram Efendi de bulunmaktadır. Şöför yolcuların panik yapmamalarını, sakin olmalarını söyler. Ama ezelden beri trafik kazalarına karşı fobisi olduğu bilinen Avram Efendi ön kapıyı açar, panikle kendini dışarı atar. Şöför son bir hamle ile otobüsü dağa doğru çevirip kayalara toslayarak durdurur ve otobüsü uçuruma yuvarlanmaktan kurtarır. Ama Avram Efendi maalesef hayatını kaybeder.

Bu elim olaydan sonra aile İsrail’e göç etmiş, Avram Efendi2nin adı da yokuşta bir anı olarak kalmıştır.

Avram Yokuşu 3 km sonra başlar, Çamlık Muhtarlığı 2018

Meydanda, bilboardların tam karşısında, yüzlerce dönüm araziye kurulu bir restoran var, adı Kır Sofrası. Çalışanlar köyden ya da çevre köylerden. Yemekler de öyle; yerel ürünler, yerel tatlar. Köy muhtarı ve karısı işletiyor restoranı. İkisi de ordalar, her şeyle ilgileniyorlar. Restoranın beyaz badanalı giriş duvarına kocaman ve renkli harflerle şair Cemal Süreyya’nın “Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı…”  mısrasını yazmışlar.

Aslında Esma Hanım’la ayak üstü sohbet etmeseydim, ondan İrmene köyünün hikayesini dinlemeseydim, restoranı anlatmak aklıma gelmez ve haksızlık etmiş olurdum.

Sacın önünde bağdaş kurmuş gözleme pişiriyordu, kırklı yaşlarında, güler yüzlüydü, kafileyi karşılama ekibinde görevli bir öğrenci gibi heyecanlı. Daha çok meydandaki ağacın hikayesinin peşindeydim, ağacın ismini de bilmiyordu, ne zamandır orada durduğunu da. Buralı değilmiş, yakınlardaki İrmene köyündenmiş, artık bir golf sahası olan İrmene’den. “Sahaya köyün adını bile vermediler!,…Benim kocam muhtardı, satmayın diye yalvardı; size dışardan bile baktırmazlar dedi ama…şimdi içinde gündelik işçi olarak çalışıyorlar, o da iş olursa, yazdan yaza.”

Esma Hanım’ın ve kocası Muhtar beyin İrmene köyündeki evine, tarlasına ne oldu bilmiyorum, acaba direnebilmişler miydi, yoksa onlar da mı pes etmişti? Soramadım. Ama Esma Hanım mutlu görünüyordu, işinden memnundu; sadece işi olduğu için değil, orda aileden biri olmayı ve ona bunu hissettiren patronu Ayşe Hanım’ı çok seviyordu.

img_2873
Köy yolunda

Çam ormanlarıyla kaplı dağların arasından Bodrum’a doğru inişe geçtik. Yol üzerinde en az 4-5 tane taş ocağı vardı. Taşlar kırılmış, en küçük parçalar dahil ayrı ayrı İstif edilmiş, yol kenarında bekliyorlardı.  15 km sonra Çiftlik ve Kızılağaç yol ayrımına geldik. Böylece Torba yol ayrımından 7-8 km sonra girdiğimiz Çamlık köy yolundan, Kızılağaç yoluna çıkarak doğadan ayrılmadan bir yarim daire çizdik.

Mitra,

28.10.2018 Beşiktaş

Bodrum Çamlık Köyü” için 4 yorum

  1. I needed to thank you for this fantastic read!! I absolutely enjoyed
    every little bit of it. I’ve got you saved as a favorite to check
    out new stuff you Greetings from Ohio! I’m bored to death at work so I decided to browse your blog on my iphone during lunch break.
    I love the information you provide here and can’t wait to take a look
    when I get home. I’m amazed at how fast your blog loaded on my mobile ..
    I’m not even using WIFI, just 3G .. Anyways, very good blog!

    I have been surfing online more than 3 hours today, yet I never found any interesting
    article like yours. It’s pretty worth enough for me.
    In my opinion, if all website owners and bloggers made good content as you did,
    the web will be much more useful than ever before. http://cspan.co.uk

    Liked by 1 kişi

    1. Thank you for your message….It is feeling like that you find my letter in the bottle which I thrown into the sea…Greetings from İstanbul and happy new year!!

      Beğen

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.