Kadınlar Ülkesi

İthaki Yayınları

IMG_9172Bilim Kurgu Klasikleri

Çeviren Sevda Deniz Karali

Yayın yılı 2018

Özgün adı Herland
1860 doğumlu Charlotte Perkins Gilman döneminin önde gelen feminist aktivistlerinden biri, kadın hakları savunucusu. Birinci dalga feminist akımın önde gelenlerinden.

Doğum sonrası yaşadığı psikozu anlatan bir kitabı da var Gilman’ın, adı “Sarı Duvar Kağıdı”, otobiyografik bir roman. Elif Şafak’ın “Siyah Süt” romanının konusu da aşağı yukarı böyle bir şeydi. Lohusa döneminde yaşadığı duygusal ve zihinsel değişiklileri, özellikle Victoria devri Amerikası’nda kaleme alması, yeni annenin depresyonundan ve melankolisinden söz etmesi başlı başına büyük cesaret, kadının devrimi gibi bir şey. Kol kırılmış ama yen içinde kalmamış.

“Kişisel olan politiktir”* senin evde yaşadığın her şey, herkesi ilgilendirir. Bu ünlü feminist slogana göre Gilman, kendi deneyimi üzerinden dilin söylemekte yetersiz kaldığını hem söylemiş hem de yazarak kamuya sunmuş.

Gilman’ın Kadınlar Ülkesi’nin tarihi 1915, ancak yazıldıktan 65 yıl sonra kitap formatında yayımlanabilmiş. Kitap feminist ütopyanın ilk örneklerinden biri.

“Yön konusunda yalnızca “ötede”, “orada” veya “yukarda” diyebiliyorlardı ama anlattıkları efsanelerin hepsi aynı noktada birleşiyordu, hiçbir erkeğin yaşamadığı, yalnızca kadınların ve kız çocuklarının bulunduğu garip bir ülke vardı” (syf9)

Birinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde üç Amerikalı erkek bu tamamen kadınlardan oluşan tuhaf ülkeye girmeyi başarırlar. Bir yıla yakın kaldıkları bu ülkenin, Kadınlar Ülkesi’nin yönetim biçimi, inançları, kültürü, tarihi ve ekonomisi konusunda epeyce bilgi toplasalar da hala akıllarının almadığı, cevaplanmayan bir dolu soru vardır.

Toplumsal roller cinsiyete göre belirlenebilir mi?

“Kadın doğulmaz kadın olunur” mu? *

Kadınlık ve erkeklik değişmez kavramlar mıdır?

“Bizim kadınlarımızın ailelerine karşı duyduğu teslimiyet derecesinde bağlılığı, bu kadınlar ülkeleri ve ırkları için duyuyordu. Erkeklerimizin eşlerinden beklediği sadakati ve hizmeti bu kadınlar yalnızca erkeklere değil birbirlerine de sunuyordu.” (syf138)

Erkeklerin dağıtan ve bozan, savaşçı ve rekabetçi tutumlarına karşın, Gilman’ın kadınları, asıl olan anneliktir düsturunda birleşir; anneliği kutsamadan, onları özel alana kapatmadan yaparlar. Kadınlar ülkesinin sırrı budur işte, başka bir dünya mümkündür aslında.

“Bebekler veya küçük çocuklar ise bizim eğitim dediğimiz, zihne zorla yedirme uygulamasının baskısını hiç bir zaman hissetmiyordu.” (syf139)

Fantastik eserler, ütopyalar bize alışılmışın dışında bir gerçeklik sunar. Hayal gücümüzü zorlar. Var olanı eleştirmemizi, özlediğimizi tarif etmemizi sağlar. Gilman da alışılmış erkek bakışının daha ötesine gitmiş ve Kadınlar Ülkesini kurmuş. Seçme şansım olsaydı gider miydim? Önünde sonunda “EVET”

Hediyesi gibi…mucize bir kadın,

*Simon de Beauvoir

*Kate Millet

 

Mitra

25/12/2018, Beşiktaş

 

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.