Kissebükü

“6. his” dermiş Sadun Boro, “Tanrı yukardan şöyle bir serpiştirmiş, cimri davranmış bu konuda, beş duyu herkeste var ama 6. hissi çok az insana bahşetmiş” Doğadan zevk almakmış bu his.

img_8681

Ağustos’un ilk günleriydi, sabah erkenden düştük yollara; okul pikniğine giden çocuklar gibiydik. Tekne saat 09:00 da Yalı çiftlik Sea Garden’dan hareket edecekti. İlk molamızı Bitez’deki Ortakent simitçisinde verdik. Bodrum’a gelirken Bafa gölünden aldığımız zeytinler, bir gün önce Bitez pazarından alınan salatalık, domates…her şey tamamdı. Konacık’dan Bodrum arkamızda kalıncaya kadar ilerledik. Yokuş başından hemen sonra Kızılağaç yönünden sağa döndük. Çam ağaçları, kuş sesleri, sabah serinliği, yol kenarındaki kaya kesiği kızıl renk, içinden geçtiğimiz köyler, zeytin ağaçları, incir ağaçlarının ılık kokusu içinde yalıya indik.

Teknemizin adı Yeliz, 10 kişilik, biz de hemen hemen o kadarız. Dar, patika bir yoldan ters L şeklindeki ahşap iskeleye kadar tek sıra halinde yürüdük. Payandadan hiç düşeni görmedim ama orayı geçince insanın kendine bir güveni gelir, hatta daha iyisini de yapabilirdim diye geçirirsin içinden. Tekneye girmeden terliklerimizi girişteki sepete bıraktık. Her yer tertemiz, tekne yaz sabahları Batı yönüne bakan balkonlar gibi gölgede. Ali Kaptan ve teknenin tek mürettebatı olan karısı birlikte karşıladılar bizi.

Ege’nin Güneyine yani Gökova’nın başladığı yere doğru demir aldık. İnsanı zevkten çıldırtan bir manzara, yeşil ve mavinin birbirlerine dokunmadan karışımı, görünmez bir merdivenle lunaparkta sıra bekleyen çocuklar gibi tekrar tekrar denize inip çıkan cıvıl cıvıl gün ışınları

Ali Kaptan bu işe 1984 yılında başlamış, dile kolay 34 yıl olmuş. Belli ki yaptığı şeyde bir rahatlık, sevinç ve hafiflik buluyor. Hiç yaşlanmamış. Aydınlık bakışlı, duruşu dik ve sakin, karısı da öyle, hem kocasına yardım ediyor, aralarında denizcilik diliyle konuşuyorlar, demir alamıyorsa mesela, teknenin ucundan dümendeki kocasına “kol verdi!” diye sesleniyor. Hem de yemek işi onda. Yemekleri sabah teknede pişiriyormuş, malzemeler de köyde yetiştirdikleri bostandan, her şey çok taze ve lezzetli. Kabak çiçeği dolması, semiz otu, dere otlu patates salatası, yaprak sarması, deniz börülcesi ve akşam üstü çayında taze dökülmüş lokma.

Mola verdiğimiz ilk koydan sonra “Sadun Boro’nun anısına yapılmış!” diyor arkadaşlarımızdan biri, Kilisebükü koyuna giriyoruz. Gökova’nın başlangıç noktasına. Önümüzde metalden yapılmış iki sütunun etrafına dönülmüş kocaman bir G harfi beliriyor, yaklaştıkça altta, iki taraflı eğimli çubuklar deniz dalgasını, zıt yönlere bakan yukardaki italik yarım daireler de martıları anlatan bir heykeli tüm detayıyla seyre dalıyoruz. Kimdi bu Sadun Boro?

“Teknesiyle dünya turu yapan ilk Türk denizci” diyor Nick. “Peki, kedisi Miço nerde, Teknesi Kısmet?!” diye soruyoruz merakla. “Toronto’da, Santiago’da, Karayipler’de ve Trinidad’da adı Kısmet olan teknelere rastladım, onu tanıyan denizcilerle muhabbet ettim” diyor, sanki koyun ortasındaki bu demirden yapılmış şey onu anlatmaya yetmemiş der gibi canı sıkılıyor biraz.

“Gökova Sadun Boro’yu kucaklıyor, heykelin üstündeki G harfi, Gökova’nın G’si” Hepimiz Ali Kaptan’a dönüyor, onu dinlemeye başlıyoruz. “1980’den sonra Bodrum ve Gökova Körfezi’nde yaşadı, Özellikle Gökova, Göcek, Fethiye gibi güney Ege kıyılarının korunması için çok uğraştı.” Biraz daha anlatsın istiyoruz, hepimiz etrafına toplanıyor, sorular soruyoruz.

“1965 Ağustos ayında Alman asıllı eşi Oda Boro ile beraber dünya turuna çıktı. Hürriyet gazetesi anılarını yayınlamak şartıyla onlara sponsorluk yaptı. Tam üç yıl sürdü dünya gezileri. Haziran 1968’de İstanbul’a vardılar. Dolmabahçe’de, binlerce kişinin katıldığı bir karşılama töreni yapıldı.” diye devam ediyor Ali Kaptan

“6. his” dermiş Sadun Boro, “Tanrı yukardan şöyle bir serpiştirmiş, bu konuda cimri davranmış, beş duyu herkeste var ama 6. hissi çok az insana bahşetmiş” Doğadan zevk almakmış bu his.

Mavi yolculuğun da başlangıç noktasıymış burası. Bir akşam burda kalınır, körfeze geçer, Yedi adalar, Küfre, Tuzla, Liva, Kargılı Löngöz, Ballı su, İngiliz Koyu, Okluk Koyu, Taze söğüt, Sedir adası, Kleopatra, Aktürk ve Körfezin dibinde Akyaka, yedi gün sürermiş.

“Ben memleket sevdalısıyım” diyor Ali Kaptan, “buralar imara açılmasın diye çok uğraştık.” 2000 yılında 1500 protestocunun katılımıyla hatırı sayılır büyüklükte bir şirketin projesi durdurulmuş. İnşaatı kontrole gelen Azerbeycan’lı devlet büyüğünü de teknesiyle Ali Kaptan götürmüş sahaya, yolda memleketin delisini oynamış, her şeyden bir haber olanı. Şimdilerde yine büyük bir firma elinden geleni yapmakla meşgulmüş maalesef.

Bir keresinde de arkeolojik sit alanı olan Küsebi için bir tekne dolusu milletvekili getirmiş buralara kaptanımız, “bakın!” demiş “nasıl talan ediliyor her yer, kilisenin içindeki Azize mozaiği tanınmaz hale geldi, yüzlerce yıllık zeytin ağaçları ve yaban hayatı da tehlikede.” Sonra, kısaca etrafı anlatmayı sürdürüyor, “Küsebi arkeolojik kazı çalışmaları yapılan bir köy, 1600 yıllık bir tarihi var. İtalyanlar buranın haritasını çıkardılar ve kitap yazdılar. Burası Lelekler, Roma ve Bizanslılardan kalma batık bir şehir. Kimbilir nasıl bir hazinenin kaybolmasına göz yumuyoruz.”

“Bu güzelim koyda bir de insana yapılan talan var” dedi Ali kaptan “burası aynı zamanda mültecilerin sevkiyat yeri, burdan alıp Datça’ya, TurgutReis’e, Yunanistan’a geldik diye getiriyorlar insanları” sonra sustu.

Yol boyunca da bir daha konuşmadı, telaşsız, hiç bitmeyen bir döngüyle çalıştı, teknesini dinledi, ne istiyorsa verdi ona. Dönüş yolunda hava çok rüzgarlıydı, yelkenleri gerdi, rüzgarın yönüne göre tekrar indirdi, tekrar gerdi, yerlerini değiştirdi. 6. hissiyle konuştu onlarla.

Denizin içindeki pembe kayalıklara, maviden yeşile, laciverde dönen dalgalara, uzaktan, Turgutreis’den batan güneşe karşı hepimiz sustuk.

Yelda Ugan

04/09/2019

Bodrum

Reklam

Kissebükü” için 2 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.